-
1 sık dokunmuş bez
n. percale -
2 çuha
1. بز [بَزّ]Anlamı: ince, sık dokunmuş yün kumaş2. جوخ [جُوخ]Anlamı: ince, sık dokunmuş yün kumaş -
3 percale
n. sık dokunmuş bez -
4 percale
n. sık dokunmuş bez -
5 tok
1) ( aç karşıtı) satt\tok karnına mit vollem Magen\tokum ich bin sattaç gezmektense \tok ölmek yeğdir besser satt sterben als hungrig herumlaufen2) ( ses için) kräftig4) ( fig) saturiert, gesättigt -
6 fest
2) ( stabil) sağlamdie Tür \fest schließen kapıyı sıkıca kapamak;\fest schlafen deliksiz uyumak4) ( unerschütterlich) kesin;sie ist \fest entschlossen kesin karar vermiş;etw \fest versprechen bir şeyi kesin olarak söz vermek\fest angestellt kadrolu;einen \festen Wohnsitz haben daimî ikametgâhı olmak;keine \feste Arbeit haben temelli bir işi olmamak;es gibt dafür keine \festen Regeln onun için belirli bir kural yoktur6) ( feststehend) sabit -
7 بز
Iبَزّ1. mensucatAnlamı: dokuma, tekstil2. manifatura3. çuhaAnlamı: ince, sık dokunmuş yün kumaş4. aba5. peşkirAnlamı: bez, örtüIIبَزَّ1. kazanmakAnlamı: yenmek, galip gelmek2. kahretmekAnlamı: ezmek, perişan etmek3. yenmekAnlamı: üstün gelmek4. başarmak -
8 جبردين
-
9 جوخ
جُوخ1. çuhaAnlamı: ince, sık dokunmuş yün kumaş2. aba -
10 شاش
شَاشmuslinAnlamı: sık dokunmuş, parlak, yumuşak bir kumaş -
11 gabardin
جبردين [جَبَرْدِين] -
12 muslin
شاش [شَاش]Anlamı: sık dokunmuş, parlak, yumuşak bir kumaş -
13 well knit
adaleli, kaslı, yapılı, sıkı dokunmuş, sık örülmüş -
14 well knit
adaleli, kaslı, yapılı, sıkı dokunmuş, sık örülmüş -
15 شيت
-
16 patiska
شيت [شِيت]Anlamı: pamuktan dokunmuş sık kumaş
См. также в других словарях:
atlas — 1. is., Ar. aṭlas Yüzü parlak, sık dokunmuş bir tür ipekli kumaş, saten Birleşik Sözler atlas çiçeği atlas kemiği 2. is., coğ., Rum. 1) Dünyanın, bir ülkenin, bir bölgenin fiziksel ve siyasal coğrafyası ile ekonomi, tarih vb. konularda toplu… … Çağatay Osmanlı Sözlük
çadır — is., Far. çāder 1) Keçe, deri, kıl dokuma, sık dokunmuş kalın bez veya plastik maddelerden yapılarak direklerle tutturulan, taşınabilir barınak, çerge, oba, otağ Kılıcını çekip tek başına atını, düşman başkumandanının çadırına saldırarak ölüm… … Çağatay Osmanlı Sözlük
çuha — is., Far. çūḫa Tüysüz, ince, sık dokunmuş yün kumaş Yüzü al çuha gibi kızarmıştı. R. N. Güntekin Birleşik Sözler çuha çiçeği … Çağatay Osmanlı Sözlük
gabardin — is., Fr. gabardine 1) Sık dokunmuş bir tür ince yünlü veya pamuklu kumaş 2) sf. Bu kumaştan yapılmış Yeşile çalan gabardin pardösüsünü kaptığı gibi fırladı. T. Buğra … Çağatay Osmanlı Sözlük
lastikotin — is., İng. leasting coating 1) İnce iplik ile çok sık dokunmuş yünlü kumaş 2) sf. Bu kumaştan yapılmış olan Lastikotin pantolon … Çağatay Osmanlı Sözlük
muslin — is., Fr. mousseline 1) Sık dokunmuş, parlak, ince, yumuşak bir tür kumaş Bir bebek yatağı hazırlar gibi özene bezene muslinlerle süslemiştim. R. N. Güntekin 2) sf. Bu kumaştan yapılmış olan … Çağatay Osmanlı Sözlük
nansuk — is., ğu, Fr. nansouk Bir cins ince, sık dokunmuş patiska Annesine gelince şu anda nansuk üzerine pembe pamukaki ile fisto yapmakta. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
ponje — is., Fr. pongé Düz, ince ve sık dokunmuş bir tür ipekli Birleşik Sözler ponje patis … Çağatay Osmanlı Sözlük
poplin — is., Fr. popeline 1) Pamuk, keten veya ipekten sık dokunmuş ince bir tür kumaş Dekolte, sade poplinden bir ev elbisesi giymişti. P. Safa 2) sf. Bu kumaştan yapılmış olan Poplin gömlek … Çağatay Osmanlı Sözlük
tefeli — sf., esk. Sık dokunmuş (bez) … Çağatay Osmanlı Sözlük
SEFİK — (C.: Sefâsik) Katı, şiddetli, şedid. * Sık dokunmuş bez … Yeni Lügat Türkçe Sözlük